Erkekliğin Gölgesinde Söyleşileri'nde Trans Erkek Olmak tartışıldı...
Berk İnan: Biz daha geç erkek olarak algılanmaya başladığımız için, erkeklik deneyimini daha geç yaşıyoruz, erkeklik tornasına daha geç girdiğimizi söyleyebiliriz, en azından toplumun bize yaklaşması bakımından.
Bu açıkçası bizim bütün cinsiyet normlarını erkekliği kadınlığı analiz etmemize yardımcı olan bir durum. Ama herkes bunu bu şekilde benimsemiyor. Aktivist trans erkekler için bildiğim kadarıyla bu geçerli değil ama erkekliği, normatif erkekliği olduğu gibi benimseyen birçok trans erkek var.
Bu hayatın cilvesi olan avantaj bazılarımız biraz daha feminist diyemeyeceğim çünkü feminizm ile ilgili bu yönde tartışmalar var, kadın olmayan birinin feminist olamayacağını savunan düşünceler var, bu durum bizi biraz daha profeminist, feminizmi destekleyen insanlar yapabiliyor.
Biraz somutlaştırmak anlamında kendi deneyimimden bahsedebilirim.
Benim toplumsal cinsiyet geçişim sırasında çok net olarak ilk gözüme çarpan erkeklerin kadınlara ve erkeklere farklı şekilde yol verdiğiydi. İstiklalde yürüyorum bir kadın geçecek erkek hemen bir adım çekilip yol veriyor bir erkek geçecekse sarılıyor. Bana hiç tanımadığım adamlar o kadar çok sarıldı ki, şok geçirmiştim. Erkek görünümüne kavuştuğunuz toplumsal cinsiyet geçişi bölümü erkekliği öğrendiğimiz bölüm oluyor. Biyolojik bir erkeği babası tutar 5 yaşında berbere götürür. Tıraş olmayacaksa bile berber ortamını görsün diye, ya da maça götürür ben maça gitmiştim gerçi ama berbere gitmemiştim. Erkekliği çocuklar olduğu gibi kaydeder ya biraz böyle sorgulayıcı bir yaşa vardığında eğer varmışsan öğrendiğin için biraz daha sorgulayıcı olabiliyorsun erkeklikle ilgili.
Tabi şunu belirtmek lazım erkeklik yeni üyelerine bir parmak bal çalıyor. Çünkü toplumda avantajlı bir konum olduğunu bilerek geliyorsun. Bazı şeylerde gayri ihtiyari öğrenilmiş toplumsal cinsiyet dolayısıyla daha farklı davrandığınız keşfediyorsunuz. Eğer o bilinç seviyesine ulaştıysanız bunu sorgulayıp altını oyuyorsunuz.
Bu insanlar trans erkeklik ile ilgili çok az şey biliyorlar. Bu görünmezlik sebebi ile tahmin kabiliyetleri de çok fazla olmuyor. Biz kendi hayatımızla ilgili bir şeyler anlatabilirsek ancak onların soruları da ona göre şekillenir diye düşünüyorum.
Salon: Bu cinsiyet geçişi ameliyatında ilk nasıl oldu birinden onay almanız gerekiyor mu ya da ailenizle nasıldı o süreç?
Bir kere devlet herkesin cinselliği ile ilgili fikir beyan etme hakkı olduğunu düşünüyor ya transseksüellikle ilgili bu hat safhaya çıkıyor bu ilgisi. Bir kişinin transeksüel olup olmadığını açıklayan Benjamin kriterleri diye bir şey var psikiyatrisiler bu kriterlere bakarak bir buçuk yıl kadar sizi psikolojik takip altında tuttuktan sonra transeksüel olup olmadığınıza karar veriyorlar. Bu süreç iki yıldı geçen sene bir buçuk yıla düşürüldü. Bu bir buçuk yılın 6 ayı geçtikten sonra ancak endokrinde hormon tedavisi görebiliyorsunuz.
Bu psikolojik takibin ilk baştaki hedefi, sizin kişilik bölünmesi gibi bir ruhsal rahatsızlığınız olup olmadığını anlamak. Daha sonrasında da toplumsal cinsiyet geçişi sırasında yaşayabileceğiniz gerek ailenizden gerek toplumdan kaynaklanan gerek işte okul yaşamınızda karşılaşacağınız problemlerle başa çıkma gücünüzü ölçmek eğer depresyona sürüklenirseniz ilaç tedavisine başlamak.
Türkiye’de 5 yıl boyunca psikolojik takipte olup hormona başlamamış insanlar da görüyoruz. Genellikle çok sık duyulan ameliyatların başarısız olma hikâyeleri var. Çünkü cerrahi bakımdan cerrahların denetlenmemesi gibi bir durum var. Tabi bu hem denetlenmeme hem muhtaç olma durumu yüzünden cerrahların fahiş fiyat uygulamaları var. Ankara, İstanbul Ege hem psikiyatrik takipte hem de transeksüalite ile ilgili bilgi anlamında en tecrübeli üniversiteler. Bunun dışında Antalya’da, Edirne’de, Adana’da, Malatya’da, Eskişehir’de var. Bu muhtaç olma durumu yüzünden Sosyal Güvenlik Kurumu hiç bir şekilde, hakkınız olmasına rağmen devreye sokmuyorlar. Bütün ameliyatlar için duyduğum en az 12 milyardı en fazla duyduğum 50 gibi bir şeydi. Trans kadınlar için biraz daha düşük bir meblağ daha uzun zamandır yapıldığı için. 18 yaş bütün ameliyatlar için olağan bir sınır, bunun dışında siz Benjamin kriterlerine göre yaş yine bir kriter ama siz (net değil) ama Türkiye’de henüz 16 yaş değil ama 18 yaş kriteri var.
Umut: Yurtdışında süreci 6–7 yaşına kadar indiren uygulamalar var. Geçen yıl 7 yaşında psikiyatri sürecine başlayan biri vardı yurtdışında.
Salon: Aile kendisi bir cinsiyet belirliyor çocuk için bilmediğim için soruyorum, her iki cinsiyetin özelliklerine de sahipse, tamam kız çocuğu olsun diyorlar kişi onun da travmasını da yaşayabiliyor.
Çift cinsiyetlilikten bahsediyorsun, bu dediğin 3–5 yaşında belirlenecek bir şeydir.
Salon: çocuk doğduğunda ilk altı ayda toplumsal olarak kendisinin cinsel kimliğinin kadın mı erkek mi olduğuna karar veriyor. Ondan sonraki süreçte psikiyatri açısından baktığında erkekse biyolojik cinsiyeti ve toplumsal kimliği de erkekse “normal” devam ediyor ama bedeni erkek ama toplumsal cinsiyet kimliği kadınsa transeksüel kimliğin oluşumu ortaya çıkıyor o da senin söylediğin gibi 5–6 yaşında şekilleniyormuş. Ama ilk cinsiyet kimliğine dair fikri ilk 6 ayda oluşuyor.
Kadından erkeğe transeksüeller için genelde ameliyatlar 3 defada yapılıyor, ameliyat sayısı trans kadınlardan daha az olduğu için pahalı. Ameliyat sayısı daha fazla bir de bu yüzden pahalı. Hormonlara 6 aydan sonra başlıyorsun birden çok ilaç var. Erkeklerin taşıdığı bütün sağlık risklerini otomatik olarak üstlenmiş oluyorsun, tansiyon, kalp rahatsızlığı, kellik gibi.
Salon: Hormon kullanımı ne kadar sürüyor.
O biraz da kişinin isteğine bağlı istediğin görünüme kavuştuysan bırakabilirsin. Testesteron baskın hormondur, mesela trans kadınlarla trans erkeklerin görünmezlik bakımından ayıran en önemli şey de bu testesteronun baskın olmasıdır. Vücut bir defa testesteron salgıladığında bunun getirdiği omuz genişlemesi kas yapısı gibi şeyler geri alınamıyor.
Salon: Örneğin erkeklik deneyimleri aynı zamanda mücadele içersinde de o açılım sürecinde karşınıza çıkan zorluklar önyargılar neler, örneğin feminen bir geye çok rahatlıkla insanlar trans kadın aslında açılamamış gibi bir yargıda bulunabiliyor, ama özellikle feminen bir kadın için transseksüelliğini söylemesi üzerine insanların sanki ortada büyük bir problem varmış gibi biz çözeriz havası olmuştu. ben şeyi merak ediyorum sonuçta o geçiş sürecinde hem çevrenizle politik insanlar tarafından yaşadığınız deneyimler, ya da nasıl aştınız onları merak ediyorum. Sonuçta hormonlar önemlidir ama trans erkeklik dendiğinde ilk aklımıza gelen şey süreçleri uzun uzun anlattırmak oluyor, bu da belki sizi sıkıyor olabilir zamanla. Çünkü trans kadın arkadaşlara biz daha az böyle davranıyoruz, hormonlarla ilgili bu kadar çok zoru sormuyoruz. O beni birazcık tedirgin etti.
Bu söylediğin şeyin sebebinin bütün cihandaki penis tutkusu olduğunu düşünüyorum ben. Ben annemle ve babamla konuştuğum zaman babamla özellikle konuştuğumda onun için infialdi yani. Ve ilk tepkisi şuydu sen erkek olamazsın nasıl oluyor olabiliyor mu? Bir de şey erkeklik çok sorgulanamaz v e ulu bir konum ya oraya gerçekten varılıp varılmayacağı merak ediliyor. Babamın söylediği şeylerden biri şuydu senin sünnet fotoğrafın olmayacak askerlik anın olmayacak, ben askere zaten gitmeyecektim. Senin çocuğun olmayacak dedi. Şimdi bunlar erkekliğin aşamaları erkek sünnet olu askere gider milli olur, evlenir baba olur, erkeklik bu durumda kabataslak tamamlanır. Trans erkekler öncelikle erkekler tarafından sorgulanıyor, kadınlar tarafından da sorgulanıyor işin komik tarafı. Yani o erkekliğin o ulu tarafına onlar da sahip çıkıyor. Benim en sık aldığım tepki inanmamaydı. Yok, canım gerçekten mi hiç anlaşılmıyor, çok başarılı gibi tepkiler.
Umut: Etkinlik yaptık İstanbul’da bir günü de beraber geçirdik, bu çocuk gey mi diyorum?
Umut’un bahsettiği etkinlikte ben organize ediyorumdur, ya sen hiç gey gibi durmuyorsun ama acaba biseksüel misin diye düşünüyordum, meğer transeksüelmişsin gibi tepkiler vardı, o kadar ciddi bir görünmezlik var yani.
Seçin: Örgütlenme içersinde, LGBTt hareket içersinde zorlandığınız kısımlar var mı?
Var, ben çok yalnız hissediyorum özellikle partilerde. Çok sıkıcı oluyor herkes kendi havasında kolileşiyor falan ben eve gideyim falan oluyorum. Örgütlenme alanında da görünür trans erkeklerin sayısının çok az olması çok fazla iş yükü demek oluyor. Trans erkekleri açılmaya da ikna edemiyoruz bir şekilde. O işte ağza çalınan baldan kaynaklanıyor bir miktarda. Canım ben anlaşılmıyorum zaten niye ortalığı bulandırayım gibi düşünülüyor. Onun dışında genelde Voltrans Trans Erkek İnisiyatifi var, İstanbul’da. kemik yapısı beş kişiden oluşuyor en geniş haliyle on kişi eder, bunun on katı kadar sempatizan grubu var. Bir şey olduğu zaman birlikte tartışalım diyen, ya da trans politikası konusunda yardımlaşmak isteyenler iş yükünü bir anlamda hafifletmek isteyen insanlar oluyor, çok büyük zorluklarla karşılaştığımızı söyleyemeyeceğim açıkçası, dayanışma daha ağır basıyor.
Toprak: Ben Ankaralı bir transeksüel olarak böyle düşünmüyorum. LGBT’lerin içersinde mücadele ediyorsanız ve siz tek bir trans erkekseniz sizin hiç bir sorununuz yok, çünkü siz erkeksiniz. O anlamda sizin mücadele edilecek hiç bir şeyiniz yok gibi düşünülüyor. Eğer etmek zorundaysanız siz bunu istiyorsanız sizin bir grup kurmanız gerekiyor. LGBT bireyler sizinle beraber o erkekliğin transeksüel erkekliğin mücadelesini vermiyorlar. O anlamda ben pek katılmıyorum maalesef.
Senin söylediğin üzerine benim aklıma da şu örnek geldi, trans denildiği zaman genel olarak anlaşılan erkekten kadına transeksüel seks işçileri olduğu için, bir trans toplantısı yapmaya çalıştığımız zaman biz de aynı şekilde, sizin ne probleminiz var ki deniliyor, bizim keyfimiz gıcır, zaten anlaşılmıyoruz, fuhuşa da zorlanmıyoruz, öldürülüyorsak, dayak yiyiyorsak da bunlar münferit bir iki olay yani. Çok ciddi ölümcül problemler varken biz böyle bir hiyerarşi kurmayın arkadaşlar dememize rağmen bunun sıkıntısı bazen biz de yaşıyoruz. Ama bu LGBT hareketten çok trans kadınların bize uyguladığı şiddet şeklinde görünüyor bana. Bu farklı şekilde de söylenebilir belki başka insanlar başka şekilde düşünüyor olabilir ama.
Umut: Aslında iki boyutlu bir şey var, transların kendi arasındaki iletişim ile ilgili bir sorun, LGBT hareket içersinde tam tariflediğiniz gibi bir şey Toprak’ın dediği gibi. Bir de hani bu benim kendimle de ilgili bir şey Aras’la ilişkim üzerinden mesela Kaos da çok deneyimlediğim bir şey daha sonradan düşündüğümde, transseksüel seks işçisi kadınların toplumsal cinsiyet kimliğini ne kadar kurdukları ne kadar beslediklerini çok dert etmiyorum. Özel hayatında ya da benimle beraberken çok gözlemlemiyorum ama trans erkek söz konusu olduğunda oraya bir erkek lafı girdiğinde, sürekli erkekliği yeniden üretiyor mu diye gözlemlerken buluyorum kendimi. Bunu trans kadınlarla yaşamıyorum, bunu üretiyor mu üretmiyor mu diye dert etmiyorum, ama trans erkekler söz konusu olduğunda yeniden üretiyorlar mı acaba sorusunu daha çok sorduğumu görüyorum.
Toprak: Kendinize trans erkek diyorsunuz hormondan önceniz ve hormondan sonranız var. Hormondan önce iki arada bir derede işte buch lezbiyen gibi görünüyorsunuz bütün lezbiyenlerin gözünde buch lezbiyensiniz arkadaşlarınız var. Hormon kullanmaya başlıyorsunuz kadın arkadaşlarınızı kaybediyorsunuz, neden erkekleşiyorsunuz, görünümde. Hormon kullanmaya başladıktan sonra bir tarafıyla erkeğin erkekliği ve onun ürettiği o erkek egosu ile mücadele etmeye çalışıyorsunuz. Bir taraftan da o kadınların sizin üzerinize geldiği " sen ataerkilliği besliyorsun" dediği yerle mücadele ediyorsunuz. Sizin kendinize ait hiç bir kişiliğiniz yok transeksüelsiniz sanki bir fabrikadan çıkmış gibisiniz hepiniz birbirinize benziyorsunuz, siz de erkekliği örnek alarak hareket ediyorsunuz gibi düşünülüyor. Erkekliği taklit ettiğiniz düşünülüyor sizin kendinize ait bir kişiliğiniz yokmuş gibi düşünülüyor. Ve bu sizin kendiniz sıkışmış hissetmenize neden oluyor aynı zamanda sizi yalnızlaştırıyor.
Aras: Sürekli bu toplumsal erkek olacaksın, erkeksin gibi önyargılar yüzünden ben gey oldum mesela. Yani sırf böyle diyecekler diye bundan korktuğum için. Şöyle bir şey var bu benim gördüğüm bir şey feminist bir camianın içinden feminist kadınlar tarafından yapıldı demiyorum bu. Özel olarak benim yaşadığım bir şey bu bir grup feminist kadın tarafından şöyle suçlandığımı çok iyi biliyorum mesela, kaldı ki benim yani o geçiş aşamasını ben çok fazla yaşamadım, mesela hiç lezbiyen olmadım, ona dair pek bir deneyimim yok hiç deneyimim yok daha doğrusu. buch lezbiyen zannedilme dönemini yaşamadım ben ama şeyi çok iyi biliyorum sanırım bu kadınlığı ve erkekliği idealize etmeyle ilgili sanırım, orada da bir kadınlığı idealize etme durumu yüzünden kadınlık gibi kutsal bir şeyi terk ettin ona ihanet ettin gibi bir şeyle suçlanıyorsun. Ama bir taraftan da o erkekler imparatorluğuna zaten hiç bir zaman giremeyeceksin. Yani çift taraflı bir sıkışma var çünkü bu LGBT hareket içinde de böyle mesela benim üniversitedeyken ev arkadaşlarım erkekti ve onlar için mesela benim açılmam ile ilgili hiç bir sorun yoktu zaten biliyorlardı, 6 yaşından itibaren herkes bildiği için böyle bir açılma süreci yaşamadım. Ama onlara göre çünkü futbol izlemeyi sevmiyordum, o toplumsal erkekliği çağrıştıran hiçbir şeyi sevmiyorum, ama bunu LGBT harekete girdikten sonra tepkisel olarak yaptığım bazı şeyler var. Mesela cinsel yönelimimi söylememem tamamen buna bir tepki. Ama daha öncesinde futbol maçı izlememem tepki değildi gerçekten sevmiyordum. Ama işte heteroseksüel erkekle ev arkadaşlarıma göre bu yüzden çok da erkek değildim. Bahsettiğim kadın arkadaşlarım içinde kadınlığa ihanet eden bir hain durumundaydım, LGBT camia içinde de sürekli o erkekliği taklit edecek potansiyel erkek oldun, erkekliğin bütün nimetlerinden yararlanıyorsun, erkek oldun değil daha doğrusu ben buraya geldiğimde zaten o trans geçiş dönemimi yaşamıştım. Potansiyel olarak sen kadın da döversin, küfürlü de konuşursun sen zaten şöylesindir diye çok ciddi bir önyargı yüzünden mesela işte buyurun beni gey yaptınız mesela. Kendim olmakta çok zorlandığım alanlar oluyor. Benim cinsel yönelimimi söylememem ya da insanların bunu sormasından rahatsız olmam ciddi şekilde rahatsız olmam tamamen politik bir şeydir. Benim yalnızca kadın sever biri olduğum üzerinden de bir önyargı var. Çünkü insanlar cinsel yönelimin cinsiyet kimliğinden çok farklı olduğunu ve ben cinsel yönelimimi söylemiyorum dediğin anda da heteroseksüel olmak zorunda değilim, buna dair bana bir şey geliştiremezsin bunun üzerinden bana baskı yapamazsın dediğim anda da kafalarda direk şeyi görüyorum, madem erkek sevecektin niye döndün ifadesini görüyorum. Hâlbuki benim anlatmaya çalıştığım şey kadın sevmek için erkek olmak gerekmeyeceği gibi erkek sevmek içinde kadın olmanın gerekmediği, o heteroseksist sistemi biz aslında LGBT hareket içersinde de çok fazla tekrarlıyoruz. Benim kiminle seviştiğim benim cinsiyet kimliğimle çok da alakalı bir şey değil. Ve bu benim üzerimdeki önyargıya karşı geliştirdiğim bir tepkidir.
Salon: mümkün olduğu kadar o alana girmemek sormamak yani pot kırmaktan korkuyorsun, yaklaşırken de endişe duyuyorum açıkçası, sormaktan korkuyorsun nasıl davranacağını da bilemiyorsun. Yani her sorduğunuz şey sorgulamak mıdır? O özel alana girmek midir?
Aras: beni heteroseksüel farz etmek ve bunun üzerinden bir şey devşirmek kesinlikle özel alana girmektir. Benimle bir insanın sosyalleşme şekli benim kiminle yattığım üzerinden kurgulanabilecek bir şey değildir çünkü ben insanlara böyle davranmıyorum. Seviştiği kişi üzerinden bir sosyalleşme geliştirmiyorum. Bunun biraz da kim tarafından ne şekilde söylendiği de önemli nasıl sorulduğu da belki önemlidir oradaki üslup da çok önemlidir. Trans kadınlar tarafından şu çok yapılan bir şey mesela sana göre ne var zaten erkeksin. Senin zaten sorun.
Şöyle bir hiyerarşiye gidiyor bu ben öldürülüyorum, ben seks işçiliği yapıyorum, benim ciddi sorunlarım var o yüzden senin hiç bir sorunun olamaz.
Barış: Trans erkek kelimesini bile birçok arkadaş ilk defa duyuyor. Daha yeni dolaşıma sokulmuş bir kelime çünkü. Bugüne kadar transeksüel üzerinden gidiyorduk ve transeksüel neydi biim için, seks işçisi kadın arkadaşlardı. Trans erkekler daha yeni birbirleriyle görüşüyorlar. Ben bile -o kadar içinde olmama rağmen- benim bile bir sürü tanımadığım trans erkek var. Benim bile derken Pembe Hayat’ta olmam üzerinden söylüyorum, Aras’ın söylediği hiç kimseye görünmeden derneğe girip çıkan, birileri geldiği zaman balkona saklanan, birçok insan var ve henüz daha yeni kendileri birbirleriyle konuşuyorlar.
Berk: Hem topluma karşı gizli olma durumu var hem de erkeklikte vardır ya kim daha uzağa işeyecek muhabbeti birazda o yüzden trans erkekler çok da bir araya gelemiyor gibi düşünüyorum ben. Onun ameliyatı başarılı olmuş bunun bilmem nesi güzel olmuş, gibi muhabbetler de alttan alta dönüyor.
Barış: Bir de işte hormon kullanma ve ameliyat üzerinden zaten bir sosyal alan var trans erkeklerde. Ama trans kadınlarda öyle değil. Sosyal hayat biraz daha ameliyat olma süreçleri üzerinden gidiyor trans erkeklerin.
Umut: Trans erkeklerin o geçiş aşamasına dair konuşuyor olmaları aslında Hollanda’daki trans kimliğin kuruluşuyla da paralelmiş gibi geliyor. İş bitecek ve ben yoluma devam edeceğim sen yoluna devam edeceksin gibi bir yerden trans kimliğin kurulması ile ilgili diye düşünüyorum. Bir de ek olarak LGBT harekette heteroseksüel olanlar ve olmayanların bir arada durma zorunluluğu var ya o bir arada durma zorunluluğu her zaman için bir ön koşul mudur? Trans erkekler için hem gey ve lezbiyenlerle kurdukları ilişkiler bu kadar yıpratıcı oluyorken hem de trans kadınlarla kurdukları ilişkiler bu kadar yıpratıcı oluyorken acaba trans erkeklerin kendi başına olma ve kendi örgütlenme pratikleri bir öncelik olamaz mı sorusu da geliyor. Bir yandan biz size bilirkişi muamelesi yapıyoruz.
Barış: O zaman geylerde tek başına örgütlensin çünkü lezbiyenlerden çok farklı sorunları var.
Umut: Onu diyorum zaten ayrı örgütlenme pratiği sergilenebilir mi diyorum. Lezbiyenler zaten ayrıca toplanıyorlar zaten. Kaos’un ilk kuruluşunda geylerin gündemini takip ediyorduk çünkü geyler parkta gasp ediliyordu, polis gey barı basıyordu falan. Yasemin ve yeşimin de sürekli deneyimlerinde yazdığı şeydi üç sene sonra ben kendimi gey gibi hissediyordum güven parkta biri saldırıya uğradı mı diye düşünüyordum. Kendim gibi bir lezbiyeni nasıl bulurum ve o lezbiyenle nasıl deneyim paylaşırımın ötesinde tırnak içersinde egemen olan azınlığın altında sorununu tartışıyorsun ve sorununu tartışırken de onu baz alarak tartışıyorsun. Sabahtan beri kurulan cümleler de trans kadınlar gibi öldürülmüyoruz, onu baz almaya gerek var mı diyorum. Ben mesela şeyi merak ediyorum ailenle ilişkin mesela bana çok ters hani erkek Fatma yüceltilir ama kız Ali hep aşağılanır, erkek Fatma’nın ev içinde de annesi ve babası tarafından yüceltildiğini düşünürken sen şey diyorsun benim babam hiç de öyle davranmadı diyorsun bu benim adıma yeni bir bilgi. Bu bilginin dolaşıma girmesi için de sizin bir arada duruyor olmanız belki o zorunlu birliktelikten daha önemli bir şeye işaret ediyor.
Berk: Aras’ın da kast ettiği ve benim de ondan anladığım şey açıkçası geçişle ilgili malumatı paylaşmak için birlikte bulunmaktan öte insani bir ilişki kurulmuyor. mesela bana Facebook’dan mail geliyor biliyorum İzmir’de yaşayan bir trans erkek naber nasılsın yok, hormona ne zaman başlayabilirim. Dur önce bir selam ver yani. Senin orada insani hiç bir değerin yok sen orada bir kitapsın o bilgiyi sağlayacaksın, mademki aktivistsin söyleyeceksin arkadaş. Ben çağıracağım sen geleceksin gibi bir ilişki var. Trans kadınların arasında görmediğim bir şey bu mesela.
Toprak: Trans erkeklik daha yeni insanların ağzına dolanan bir kelime dedik ya bu gençlerin hiç biri kendini tanımıyor, kendine ne isim koyacaklarını bilmiyorlar. Ben ilk gazeteye çıktığımda Ankara dışından onlarca transeksüel erke geldi bana. Ailelerine ne olduklarını anlatamamışlar, imam nikâhlı karısıyla falan gelen oldu. Bu insanlar bunu bilmiyorlar ve sen bunu anlatmak zorundasın. Birçok erkek transeksüelin sorunu da şeydir aslında mavi kimliğimizi alalım, sakalımız çıksın sonra evlenelim kaçalım görünmez olalım. Erkek transeksüel olabilmen için ameliyat olman gerekiyormuş gibi görülüyor. Senin bedenine göre sen erkeksin. O bazı arkadaşlara göre ben ameliyat olmadığım için bazı süreçleri tamamlamadığım için adam gözünde ben bir türlü lezbiyenlikten kurtulamadım. Erkek transeksüellerle bir araya gelmek için çok da sabırlı olmak gerekiyor. Çünkü kendini tanımayan birine hem kendini hem onu anlatmaya çalışıyorsun. Biz geçen sene şahika yükselle tartışmıştık, benim çok marjinal düşündüğümü falan söylemişti. Bir insanın bedeninden nefret etmesi dolayısıyla kendinden nefret etmesi gerekiyor sanki.
Barış: ve de orada şöyle bir bilgi vermişti Şahika Yüksel, Türkiye’deki trans ameliyatlarının yüzde 60’ı trans erkek, ben ona çok şaşırmıştım.
Salon: Evet, benim gözümde gey ve lezbiyenlerde travesti seks işçisi olan kişilerin maruz kaldığı olaylar farklı. Muhtemelen bulundukları ekonomik sınıflar farklı pek çok farklı şeyleri var. Bence farklı ama bunları ayrıştırmak da bizim elimizi güçlendiren bir mücadele şekli değil bence. O yüzden bunların farklı gündemlerini almak vs. yani bence böyle bir yöntem bizi sadece mağduriyetimiz üzerinden örgütleyecek bir şey olur. Mağduriyet üzerinden de yapılacak örgütlenme de pek bir şey getirmez diye düşünüyorum. Eğer bir cinsiyet politikası güdüyorsak bu dönüşümü talep ediyorsak bence birlikte olmalıyız. Ben vicdani ret ile ilgili dünyada neler oluyor bununla ilgili bir şeyler hazırlıyordum o sırada şöyle bir şeye denk geldim mesela bazı transeksüel erkekler askerlik yapmaları konusunda örgütleniyormuş, yani askerlik yapmak istiyorlar. Sizin nedir bu konuda bakış açınız?
Berk: Feminist arkadaşlar yanılıyorsam düzeltsinler kadın problemi ile ilgilide kadın olmayan insanlar da bir şekilde çalışabilir ama kadınların kapalı toplantıları vardır. Umut’un bahsettiği sanırım buydu. Kendi hikâyeni ortaya döküp o ortaklık duygusunu paylaştığın zaman birlikte hareket etmek çok daha kolay. Biz voltransı Eylül 2008’de ilk olarak bir araya getirdik, ama herhalde 2009 un mayısı falandı biz daha hiç bir şey yapmamıştık. Tek yaptığımız haftada bir toplanıyorduk benim başıma şu geldi geçen gün şöyle oldu bundan ibaretti. Acılarımızı trajikomik olayları okulu anneyi babayı okulu şunu bunu konuşarak geçti. Ve ondan sonra o güvenli bölge oluştuktan sonra iş çıkartma dönemi başlıyor, bu önemli bir şey. LGBT hareketin hep birlikte olması tabi ki önemli bir şey çünkü hepimiz sonuçta cinsel kimlik için bir şekilde hareket ediyoruz. Cinsiyet kimliği cinsel yönelim konularında mücadele ediyoruz. Ortak bir kulvardayız ama birer birer yerel olarak örgütlenmek ve onun kapsayıcı şekilde birlikte bulunması farklı bir şey.
Salon: Bu tartışmaya benzer bir tartışmayı geçen gün biseksüellik üzerinden yapmıştık, aslında fiziki koşullarda hareket en acil şey ne ise onu yapabiliyor. Bugün bir trans kadın öldürülüyorsa herkes dikkatini oraya yönlendiriyor ya da biri şiddete uğruyorsa o tarafa bakmaya başlıyor. Bu biraz aşamalandırma değil ama daha sonrasında lezbiyen ve biseksüel kadınlar biz görünmüyoruz ve tırnak içinde siz bize karşı hiyerarşi oluşturuyorsunuz bizim de önceliklerimiz var diye bir kıpırdanma olmuştu. En son biseksüeller arasında böyle bir tartışma olmuştu. Ya hetero olarak kabul ediliyoruz ya da yarı eşcinsel, biz nerede mücadele edeceğiz bizi kendi gördüğünüz yerden değerlendiriyorsunuz diyorduk. Trans erkeklerin ayrı örgütlenmesi ya da birlikte hareket etmesinden de öte insan kendisi gibi olanı görmek ister yani.
Berk: Ortak bir dil oluyor farklı bir dil oluyor sen daha bir şeyi anlatırken biliyor o adam yani o seni anlıyor onun getirdiği psikolojik bir destek var bu nedenle yerel olarak örgütlenmek önemli. Askerlikle ilgili benim söyleyeceğim çok fazla bir şey yok. Çünkü benim bir kan rahatsızlığım var o yüzden muafım transeksüellerin askerlik yapması yasak olduğu için iki kere muafım. Bana hep soruyorlar gittiğim zaman soruyorlar askerlik yapıyor mu transseksüeller diye. Ben biyolojik bir erkek olsam da yapmayacaktım zaten hani sağlıklı bir erkek olsam da yapmazdım diyorum. Çünkü bunun ciddi bir vakit kaybı olduğunu düşünüyorum insanın en üretken çağında bir buçuk yılının çalındığını düşünüyorum ve yani mıntıka temizliği nedir. Ben üniversite mezunu mastırlı bir insanım. Bir torna tezgâhıdır askerlik o torna tezgâhına girmeden de vatan için bir şey yapmak icap ediyorsa illaki ben bunu dediğim gibi askeriyede mıntıka temizliği yapmadan ya da işte bir subaya selam vermeden, bir komutana çay götürmeden de yapabilirim. Bu anlamda kamusal hizmet kavramına daha yakın duruyorum.
Aras: Benim askerliğe bakışım kesinlikle bu noktadan değil, senin üniversite okuyabilmenin sana yarattığı sınıfsal konumdan dolayı bunu reddetmek bana çok şey geliyor.
Umut: Ben öğretmenim ve pekâlâ nöbet tutmak yerine öğretmenlik yapabilirim anlamında okudum Berk’in dediğini.
Aras: Erkek olmanın erkekliğin tamamlanması gereken aşamalarından biri olarak görüyor trans erkekler tarafından, benim gözlemlediğim bu en azından bilmiyorum katılır mısınız? Sayı olarak zaten hani benim tanıdığım trans erkek sayısı 15–20 falan o yüzden çok fazla ciddi bir genelleme yapabilecek durumda değilim ama tanıdığım insanlar arasında en azından örgütlü olanları bunun dışında tutuyorum. Ama çok net görebiliyorum erkekliğinin toplum tarafından onaylanmasının ciddi bir koşulu askerlik yapmak. Bu yüzden askerlik yapmak için can atan hatta bu uğurda işte yapacağı şeyleri hem kendisi için hem vatanı için büyük bir fedakârlık olarak gören bir sürü trans erkek tanıyorum. Ve bir de ben trans erkeklerin örgütlenmesi ile ilgili bir şey söyleyeceğim az önce barış bahsetmişti. Derneğe gelmiyorlar, derneğe geldiklerinde bir üst kata çıkıyorlar nereye geldikleri görülmesin diye, ondan sonra derneğe geliyorlar. Gelirken kapıyı çalmıyorlar kesinlikle aşağıdan telefon ediyorlar vs vs. ya da biri geldiği zaman balkona saklanıyorlar kaçıp gidiyorlar. Ben çok deneyimsiz biriyim, 1,5 yıldır bu hareketin içindeyim aktivist bile diyemiyorum kendime çaylağım. Ben bu yüzden ciddi bir depresyona girip ben beceriksiz bir adamım ve hiçbir şey yapamıyorum demiştim. Çünkü bu insanların derneğe gelmelerini en azından kapıyı çalarak derneğe gelmelerini bile sağlayamadım. Bu 12 kişiden bahsediyorum, aramızda şöyle bir şey vardı geldikleri zaman, dünyanın bütün erkekliği kendisinde toplanmış, beş tane adam falan gördüm karşımda oturmalar kalkmalar, lan herhalde dövecekler beni diye düşündüm. Hani bir aksesuar olarak şeyi bile söyleyebilirim buradan bile bir analiz çıkartılabilir neden üçünün elinde tespih vardı. Buradan da erkekliğe dair bir şey anlatılabilir. Ama şöyle bir şey var ben bu insanlara bırakın erkeklik üzerine bir şey söylemeyi, ofiste yanımda çalışan arkadaşıma dair bile eşcinsel bir erkeğe dair bile bir şey söyleyemiyorum çünkü yan yana durduğu zaman erkekliği o kadar sarsılıyor ki o gelmesin diyor. Kapıyı kapat o gelmesin ibne olduğu için gelmesin yan yana durmayım onunla diye düşünüyor. Ben bir yandan bu insanlara tepki verdiğim zaman ne olacak bir daha derneğe gelmeyecek hiç bir şekilde kazanamayacağım. Tepki vermesem kendi inandığım şeylere ihanet ediyor olacağım yani bu dili geliştirmek benim için gerçekten çok zor. Dediğim gibi ben kesinlikle hiç erkek değilim onlara göre ve ben ciddi ayrımcılığa maruz kalıyorum ses de çıkaramıyorum döverler çünkü.
Salon: sen bunları anlatırken aklıma şey geldi aklıma sürüne sürün erkek olmak var ya. Toplumsal cinsiyet rolleri dediğimiz şeyler burada çok belirgin ortaya çıkıyor. Erkek olmak toplumun onayladığı erkeklik rolüne adam adapte olmaya çalışıyor, kendini o şekilde var etmeye çalışıyor, o erkeklik rolünü zaten sorgulamamış tam da toplumun istediği erkek olmaya çalışıyor. Ve askerlik yapmayı bu kadar istemelerinin nedeni de hani demin söyledi ya arkadaşımız bir sünnet olursun iki askere gidersin üç baba olursun. Yani böyle baktığın zaman o bahsettiğin insanların bu tepkileri bana çok da garip gelmiyor. Siz bunun farkındasınız sorguluyorsunuz toplumsal cinsiyet rollerini sorguluyorsunuz.
Aras: Ben çok uzattım ama bir şey daha ekleyeceğim bunu diyen insanlara mesela benim üslubuma bakıp bana niye kırıtarak konuşuyorsun diyen insanlara benim şunu söylemem politik bir yerden ben kadınlığı ve erkekliği reddediyorum ben hatta erkeğim demek bile benim için kötü bir şey. İkili bir cinsiyet anlayışından dolayı ya da benim heteroseksüel olduğumu söylemem bile mesela benim hayal ettiğim arzuladığım dünyaya ait bir şey değil. Bana kırıtıyorsun diyen insana ben şunu söylediğimde ne olur çok merak ediyorum, benim erkeklikle ilgili bir derdim yok bunu kanıtlamakla ilgili bir derdim yok bütün o rolleri reddediyorum mesela işte hamile de kalabilirim dediğim zaman hani kafamda kaç tane sandalye kırılacak çok merak ediyorum.
Berk: Ben şeyi biliyorum abisinin askerlik anılarını kendi askerlik anıları gibi anlatan insanları da gördüm.
Salon: Bir şey daha eklemek istiyorum ben hani toplumda en çok şiddete maruz kalanlar öldürülenler bir geyler bir de trans seks işçileri,
Umut: Kaç tane lezbiyen zorla evlendiriliyor ve intihar ediyor onu bilmiyoruz mesela.
Seçin: Benim bildiğim mesela bir sürü kadın var evden çıkamadığı için polise gidemiyor şikâyet etmeye. Şiddete uğrayıp tecavüze uğrayıp kimseye söyleyemeyen bir sürü kadın var. Polis de tehdit ediyor.
Salon: İşte bu ailenin sürekliliği ve aile kurumu ile ilgili, devletin devamlılığını sağlayan bir şey çünkü.
Umut: Erkekliğe öykünme ya da trans kadınların abartılı kadınlığı kurma hallerini bir yere kadar kendi açılma deneyimimden oraya tıkılmadığı sürece sorun değil. Çünkü hepimiz eşcinselliğimizi keşfettiğimiz ve sosyalleşmeye başladığımız bir anda dağıttık a oda varmış bu da varmış dedik. Aslında olmak istemediğin bir eşcinsel rolüne kendiliğinden girebiliyorsun. Bu çok şey geliyor bana, orada bizim örgütler olarak kendimizi sorgulamamız gereken hani senin neden tespihle geliyorlar neden örgütlenmiyorları dert etmemiz değil başka bir şeyi dert edinmemiz gerekiyor. Bu aşamayı atlatabiliyor muyuz bu noktada o insanları güçlendirme mekanizmasını yaratabiliyor muyuz sorgusuna girmemiz gerekiyor. Kaos a 2006 da yeni kurulduğunda bir trans erkek geldi uğur ilgileniyordu bizim odada ilgileniyor çocuk diyor ki tedavi olacağım süreç tamamlanacak ve hayatıma devam edeceğim, uğur gey zannettiği için diyor ki bu işim tedavisi yok diyor. Aileler bir de şunu çok yapabiliyor ben anneme ilk açıldığımda dünya yıkılmış gibi oldu, ama ben sarma sarıyordum evde misafir geleceği zaman, teyzemin oğulları sarmıyordu mesela. Bende bir bokluk olduğunu bunların anlamış olması gerekiyor ki tencere benim önüme geliyor. Hani o anlamda şey aile şey yapıyor ikiyüzlü davranıyor mesela sizde şey var aile içi iş bölümü falan var ya bütün onlardan da tırnak içinde bir kaçış olduğu için onunla yüzleşmek çok daha ağır geliyor. Sofrayı topla hadi çay demle demek yerine oğlum sen otur ben çayını getireyim deme aşamasına gelmesi zor. Umut sarma sar demek kolay bir şey işe yarayan ve işlevsel bir şey bütün bu süreci düşünürsen trans erkeklerin bu süreci çok farklı. O insanların geçiş aşamasında ben bu kadar erkeğim bunu da yaparım bu masayı da deviririm bu sandalyeyi de kırarım tavrı bana belli bir süre makul geliyor. Biz birlikte durdukça değişiyor dönüşüyor ve bir şeyleri sorguluyoruz.
Kaosgl
30 Kasım 2010 Salı
Etkinlik: Trans Erkekler, Öncelikle Erkekler Tarafından Sorgulanıyor!
Etiketler:
etkinlik,
feminizm,
profeminizm,
trans erkek,
transfobi,
transseksüel
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
4 yorum:
mrb berk adım deniz 100cü kez yorum yazıyorum ama bir türlü göndermeyi beceremıyorum bunu okuduğunda bana ulaşırsan sevinirim adresim:deniz__0303@hotmail.com
mrb berk yazılarını beyeniyle okuyorum voltrans...sitesini okumadan önce yani doğduğumdan beri hayatım kendimi anlamaya çalışmakla geçti siteyi keşfettigimde ohhbee dedim dünya varmış duyuyordum görüyordum ama nerdeyse bu konuda hiçbiséy bilmiyordum bedenimle ilgili daha büyük sorunlarım olduğu için bu kısmını ertelemisim hep ama ya duygularım içimde fırtınalar kopuyordu 31 yaşındayım varolmakla boşvermek arasında bir durumdayım heteroseksüel düşünen insanlar okadar bencilce düşünüyorlarki bizler gibi insänları bi katranla tüye bulamadıkları kalıyo tabi trans kadınlar icin bu daha vahim trans erkekler belki birazcık daha şanslı ama gerçek olan şuki mutlu olmak için çoook çaba harcıyoruz...Şöyle derin bi nefés alıp oohhh be çok mutluyum diyebilirmiyiz???
mrb voltrans...bu site için öncelikle teşekkür etmek istiyorum.Özellikle Berk inana yazdığın yazıları okudukça kendi içimde yolculuklar yaptım daha önce adını koyamadığım yada adı koyduğum ama açıkça söyleyemediğim bütün duygularım ve hissettiklerim...
Teşekkürler BERK İNAN ve bu siteyi kuran herkes.
deniz merhaba,
buradaki mail adresine mail attım ama geri dönüyor. berkinanb@hotmail.com benim mail adresim ne zaman ulaşmak istersen yazabilirsin. sevgiler.
Yorum Gönder