Bugün nasıl bir tepki verebileceğini bildiğim bir arkadaşıma sadece şu cümleyi söyledim: “ameliyatla göğüslerimi aldıracağım”.
Gergin bir ifadeyle sorular ardı ardına geldi. Onu dinledim ve “göğüs” aldırmanın çok da hayati bir karar olmadığını, dönüşsüz bir şey olarak görmediğimi, kendimi iyi hissedeceğim bir sonucu olacağına inandığımı söyledim. Pek ikna olmadı sanırım, hoş onu ikna etme niyetinde de değildim ama onun benden daha panik halde olması başka bir şeydi. Nasıl tanımlayacağımı bilemedim şimdi. Aslında iyi oldu bu diyalog, bu aralar bu tür sorularla karşılaşmıyordum, antrenman oldu. Soruları ve söyledikleri ise;
“emin misin?”,
“bu karara nasıl vardın?”,
“bu karara nasıl vardığını anlat”,
“vücudunun dengesini bozacaksın”,
“ailen ne diyecek, onların açısından bak”.
Bu sorulara tek tek cevabım var ama karşımdakini ikna etmek zorunda mıyım? Neden ikna etmek zorunda bırakılıyorum? Bu sorular kafamı daha çok meşgul ediyor.
Gelelim sorulara ve düşüncelere. Bu kararımdan eminim, gün geçtikçe daha da emin oluyorum.
Bu kararı nasıl aldığımı sorması bir transseksüel hikâyesi dinlemek istemesinden sanırım. Bir süredir etrafımdaki birçok arkadaşımın cinsel kimliklerine uygun bir bedende yaşamamalarından dolayı çektikleri acıyı dinliyorum ve dünyadaki birçok kişinin yazdıklarını da internetten veya yazılı kaynaklardan okudum. Benim arkadaş ta benden böyle bir hikâye bekliyordu sanırım.
İçimde neyi, nasıl algıladığımı kelimelere dökmek zaten zor, bir de bunu başka birine doğru anlatmak daha da zor. Ona daha önce trans olarak açılmıştım, başka bir yakın arkadaşı da transseksüel erkek. Tamam, ben transseksüel bir erkek değilim, kendimi daha çok transgender olarak tanımlıyorum -bu konuya başka bir yazıda dokunacağım- fakat ona bu farktan bahsetmedim. Uzun sürede anlayacaktır ama beni bayağı zorlayacaktır. Yine de transseksüel bir bireyin cinsel kimlik ve bedeni arasındaki farktan doğan rahatsızlığı anlamış olması gerektiğini düşünüyordum. Demek ki daha uzun bir görüşme yapmam lazım onunla.
Vücudumun dengesi dengesiz beslenme biçimimden, spor yapmayışımdan, hiç tıbbi kontrole gitmeyişimden dolayı hali hazırda bozuk olabilir. Öyle bir değişikliği de göze alıyorum. Açıkçası bu kendim için, kendi rahatlığım için verdiğim en iyi karar.
Başkalarının “doğrularına” göre yaşamak mutluluk getirmiyor. Kendi kararım da mutluluk getirmeyebilir ama sonuçta benim kararım olur. Aileme açılmayı düşünmüyorum. Tüm aktivist kariyerime aykırı bir karar aldım ama bu sefer böyle. “Arada bir yerde olmayı” aktivist olan, olmayan arkadaşlarıma anlatmak zorken 77 yaşındaki babama anlatmak daha da zor olacaktır. Hazır hissetmiyorum.
Şimdilik bu kadar, daha çok soru ve söz var ama başka bir güne bıraktım.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder